23 Haziran 2010 Çarşamba

En Hararetli Anlar


Bugün sabahtan beri canım öylesine sıkılıyor ki anlatamam. Bir yandan içim kıpır kıpır ediyor ama hiç bir şey yapmamak sap gibi oturmak da insanın canını sıkıyor. Hele şu yazın gelmesi insanın içini coşturuyor. Evin içinde olduğum için çok da rahat giyiniyorum. Altımda sadece bir kilot var. Memelerim sallana sallana dolaşıyorum evin içinde. Açıkçası memelerim çok hoşuma gidiyor. Onları görmek, onlarla oynamak rahatlatıyor beni. Bazen aynanın karşısına geçip dakikalarca onlarla ilgilendiğim bile oluyor. Ama gerçekten çıplak olduğumda kendim daha rahat, özgür e neşeli hissediyorum. Düşünüyorum da çıplaklık doğal bir durum olsaydı. Nasıl bir şey olurdu acaba. Düşünsenize kapı çalıyor ve misafir geliyor eve. Kapıyı çırılçıplak açıyorsunuz. Göğüslerim vajinam her şeyim ortada. Misafirlerin pardösüsünü aldığımda onlar da çıplak oluyorlar. Oturuyoruz, muhabbet ediyoruz. Konuşup gülüşürken kadınlarda memeler sallanıyor, erkeklerin penisi sarkmış bir yöne doğru. Çaylarımızı yudumluyoruz. Her şey öylesine doğal ki…
Eminim çok hoş olurdu. Tabi bu kadar açık görüşlü insan da nadirdir eminim. Bunları düşününce içim kıpır kıpır etti bi an : ) Neyse şimdilik hoşçakalın, sevgiyle kalın.

21 Haziran 2010 Pazartesi

Farmuarlı Micro Bikiniler Bunları Giymeye Kim Cesaret Edebilir

Gerçekten büyük cesaret isteyen şeyler. Bunların üzerimde olduğunu düşünüyorum da içim bi tuhaf oluyor :)) Vajinanın o kenarlardan taşması eminim tüm erkekleri baştan çıkaracak birşeydir.















Siz de Porno İzliyor musunuz?

İlk zamanlar porno dendiği zaman tek aklıma gelen şey mide bulandırıcı iğrenç bir duygudan ibaretti. Şimdi aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Artık hayat felsefem çok farklı. Hayatta bana zevk veriyorsa eğer bir şey o iyidir. Zaman zaman porno izlediğimde kendimi çok hoş ve rahat hissediyorum. O çılgınca sınırsız sevişmeleri izlemek müthiş zevk vermeye başladı bana. Şimdiki zamanda porno izleyen kadınların sayısı da azımsanmayacak kadar çoktur aslında. Kim istemez ki o zevkleri tatmayı. Çılgınca titreye titreye boşalmayı. Özellikle de tertemiz vücutlu ve o kocaman penisli erkekleri izlediğim zaman vajinamdaki sulanma duruklara ulaşıyor artık. İnsanlar porno hakkında ne düşünüyor bilmiyorum ama şuna eminim herkesin gizliden gizliye bu konuya ilgisi olduğunu düşünüyorum. Yanlış mıyım?

20 Haziran 2010 Pazar

Hayat her şeye rağmen çok güzel

Daha birkaç ay geçti her şeyin üzerinden, evet mutluyum şimdi ayrıldığım için. Zaten bu evlilik daha fazla böyle yürüyemezdi. Bazı şeyler hiç affedilemez. Bazen keşke böyle bir hayatım olmasaydı diyorum ama bazen de her şey bir tecrübedir deyip teselli ediyorum kendimi. İtiraf etmek gerekirse de şu anki halimden memnunum. Evliyken kapalı bir insandım. Aslında kocam için açık ya da kapalı olmam çok bir şeyi de değiştirmiyordu. Boşandıktan sonra da zaten tamamen bıraktım kendimi. Her şeyi bıraktım aslında. Her şeyi suyun akışına bıraktım. Hayatın akışına bıraktım. Şimdilik vaktimi çoğunlukla internette geçiriyorum. Hayat her şeye rağmen çok güzel…

Yine Sımsıcak Yaz Geliyor

İşte sımsıcak yaz ayları geliyooorrr. Yaşasınnn. Yaz gelince havalar gibi insanın da içi ısınıyor adeta. Umarım bu yaz denize gidebilirim. Denize girmeyi öyle seviyorum ki… şöyle en seksisinden bikinileri giyiceksin :) denizin serin sularına kendini bırakıcaksın, off beee. Hadi herkes denizeee :)

19 Haziran 2010 Cumartesi

Arzunun Günlüğünün İlk Sayfası

Bugüne kadar hep internetin başında bir tüketici olarak bulundum. Yani sayfalar arasında kaybol, başka birşey yok. Hep gez dolaş. Bi ara blogları tanıdım. Herkes kendine göre birşeyler paylaşıyor. İşte adım gibi arzu ettiğim tek şey buydu. Bu buhranlı günlerden sonra tek ihtiyacım olan şey kendimi ifade etmek, karşımdakinin kim olduğunu bilmesem de ona en derin duygularımı anlatmak. Hesapsızca, özgürce, sınırsızca. Blogları bu yüzden çok seviyorum. Anlatmak ve anlaşılmak o kadar güzel birşey ki... Şimdiden okuyan herkese kocak dolusu sevgilerrrr... Öpüldünüzzzz...